D-DIMER

D-DIMER
D-dimer, çapraz bağlı fibrinin spesifik bir plazmin aracılı parçalanma ürünüdür. Trombin ve fibrinojeni çözünür fibrin monomerine dönüştürür. D-dimer, koagülasyon sisteminde oluşan fibrinojenin fibrinolitik sistem tarafından sıralı olarak parçalanmasından kaynaklanan bir fibrin yıkım ürünüdür. Bundan dolayı D-Dimer fibrin birikimi ve kararlılığının duyarlı ve güvenilir bir belirtecidir. D-dimer seviyelerinin yükselmesi trombus oluşumunun güvenilir bir göstergesidir.
D-Dimer oluşumu üç enzimin aktivasyonu sonucu oluşan bir seri reaksiyon sonucunda gelişir;
A) Trombin; pıhtılaşma sisteminin herhangi bir nedenle aktivasyonu sonucu oluşan Trombin, fibrinojeni, fibrin pıhtısına dönüştürür.
B) Trombin tarafından aktive edilen Faktör XIII (F XIIIa) fibrin monomerleri arasında kararlı kovalent bağların oluşumunu sağlar.
C) Plazmin, fibrin yıkımını sonlandıran enzimdir ve özellikle fibrinin lizin içeren karboksiterminal kısmına bağlanarak, fibrini yıkar. Oluşan plazmin, fibrin molekülünde bulunan a-, b- ve g- zincirini yıkarak büyük moleküler ağırlığa sahip bir takım fibrin yıkım ürünlerini (FYÜ) açığa çıkarır. Bu ürünlerden biri de yaklaşık olarak 180 kDa moleküler ağırlığa sahip olan D-Dimer’dir.
Plazma fibrinojeninin % 2-3’ lük kısmı fizyolojik olarak çapraz bağlı fibrin ve FYÜ’ne dönüşüp daha sonra yıkıldığı için, sağlıklı hastalarda plazmada az miktarda D-dimer bulunmaktadır. Pıhtılaşma ve fibrinolitik sistem aktive olduğunda, plazma D-dimer seviyesinde dramatik şekilde artış görülür. Antikoagülan tedavi ve belirtilerin gerilemesiyle de plazma D-dimer konsantrasyonunda azalma gözlenir.
D-DIMER KLİNİK KULLANIMI
Köpekler: Plazma D-dimer değerleri, DIC dahil olmak üzere belgelenmiş tromboembolik hastalığı veya trombozu (örneğin, DIC'nin laboratuvar kanıtı olmayan pulmoner tromboembolizm) olan köpeklerde genellikle çok yüksektir (> 1000 ng/mL). Gerçekten de, D-dimer, DIC'li köpeklerde fibrinolizin çok hassas bir göstergesi gibi görünmektedir (bir çalışmada % 85-100 duyarlı [Stokol ve diğerleri 2000]olarak bildirilmiştir). Neoplazi, inflamatuar hastalık ve hemorajik efüzyonlara ikincil olarak köpeklerde yüksek değerler bildirilmiştir. Örneğin hemoperitoneum (hemorajik efüzyonlu köpeklerin çoğunda hemanjiyosarkom gibi bağımsız olarak DIC'yi başlatabilen eşzamanlı hastalık süreçleri olmasına rağmen) ve inflamasyonlu ve neoplazili köpekler de açık DIC'yi tetikleyebilir. D-dimer, bunun fizyolojik (örneğin yara iyileşmesi) veya patolojik (hastalıkla ilişkili) olup olmadığına bakılmaksızın sadece fibrinolizi gösterir ve DIC için spesifik değildir. D-dimer, beyin omurilik sıvısında (BOS), merkezi sinir sistemine önceki kanamanın bir belirteci olarak değerlendirilmiştir. Bir özet, kanama kanıtı olan köpeklerin BOS'unda D-dimer değerlerinin arttığını gösterdi, ancak değerler hala lateks aglütinasyon tahlillerinin saptama sınırının altındaydı (< 250 ng/mL), daha hassas tekniklerin kullanılmasını gerektiriyordu ( ki henüz yapılmadı). D-dimerdeki fizyolojik artışlar söz konusu olduğunda, D-dimer konsantrasyonları köpeklerde ameliyattan hemen ve 24 saat sonra (kısırlaştırma/hadım etme veya elektif veya travmatik ortopedik prosedürlerden sonra) incelenmiştir. Her grupta sadece 15 köpek olmasına rağmen, D-dimer konsantrasyonları, ameliyattan 24 saat sonra her grupta tutarlı bir şekilde artmadı. Bununla birlikte, bireysel köpeklerdeki sonuçlar izlenemedi ve her grup için ortalama sonuçların bireysel değişiklikleri maskelemesi mümkündür. Ameliyattan hemen sonra nötr grupta artışlar görüldü (Shipov ve ark. 2018).
Kediler: D-dimer, aort tromboembolizmine yatkın kalp hastalığı olan kedilerde değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, D-dimer değerleri, kalp hastalığı olan kedilerde trombozu tahmin etmedeki yararlılığını tartışarak, sağlıklı kontrol kedileri ve kalp hastalığı olan kediler arasında benzerdi. DIC ile ilişkili koşullara sahip kedilerde yüksek D-dimer seviyeleri gördük, örn. kedi enfeksiyöz peritonit virüsü enfeksiyonu, D-dimer'in bazı kedi hastalıklarında trombozu tespit etmek için hala yararlı olabileceğini düşündürmektedir.
D-Dimer ’in plazmada artışına yol açan klinik durumlar;
- Akut veya kronik renal yetmezlikler
- Anevrizma
- Aort yırtılması
- Enfeksiyon (örneğin FİP)
- Fibrinolitik tedavilerde ( Strenokinase, Doku plazminojen aktivatör).
- Gebelik
- Hemoliz
- Hemoraji
- Hiperadrenortizm
- Hospitalizasyonda yatış
- İlerleyen yaş (Geriatri)
- İnflamatuvar bağırsak hastalığı
- İnme
- İskemik kardiyopati
- Kalp yetmezliği
- Kanama
- Karaciğer hastalıkları
- Karaciğer ve Böbrek hastalıkları
- Kedilerin kardiomyopatilerinde
- Koagulasyon
- Konjestif kalp yetmezliği
- Periferik arteriyopati
- Protein kaybı ile seyreden nefropati veya entereopati
- Travma
- Trombolitik tedavi
- Tümör
- Vaskulitis
- Venöz tromboemboli
- Yakın zamanda geçirilen cerrahi operasyon
- Yanık
- Yaygın Damar İçi Pıhtılaşma (DIC)
- Yeni doğan dönemi (Post-partum)
Hayvanlarda D-Dimer’ ın Plazmada Azalmasına yol açan durumlar:
- Kronik trombositozis
- Lokalize trombozis (Kedilerin arteriyal tromboembolizmi)
D-Dimer ve Kalp Hastalığı: Koroner kalp hastalığı teşhisinde D-Dimer yüksekliği önemlidir.
D-Dimer ve Yaygın Damar İçi Koagülasyon (DIC): DIC, pıhtılaşma ve fibrin yıkımı aktivasyonu ve sonrasında tüketim koagülopatisine yol açan, sepsis, travma, tümör ve doğumla ilişkili hastalıklar gibi altta yatan bir etkene bağlı olarak ikincil olarak gelişen kompleks bir sendromdur.
D-Dimer’in diğer klinik kullanımları; Hematopoetik büyüme faktörleri, sitopeni tedavisinde gittikçe artan kullanıma sahip ajanlardır. Bu ajanların kullanımında görülen komplikasyonlardan biri de tromboz oluşumudur.
Yine, özellikle hemodiyaliz hastalarında gelişen sekonder anemi tedavisinde kullanılan ajanlardan biri olan rekombinant eritropoetin tedavisi sırasında da sık olarak tromboz gelişebilmektedir.Bu iki ajanın kullanımı sırasında tromboz oluşumu takibinde D-Dimer ölçümü kullanılan laboratuvar testlerinden biridir.
Sonuç olarak; D-Dimer antijeni, hemostaz, tromboz ve doku onarımı sırasında hem damar içi hem de damar dışı boşlukta oluşan, Trombin, Faktör XIIIa ve plazmin etkisiyle çapraz bağlı fibrinin yıkılması sonucunda oluşan bir üründür. Özellikle venöz tromboemboli dışlanmasında ve tekrar riskinin değerlendirilmesinde sık olarak kullanılan güvenilir bir laboratuvar testidir.
LABORATUVARDA D-DIMER ANALİZİ
D-Dimer evcil hayvanlardan alınacak 1 cc plazmadan analiz edilmektedir.
Numune karışım oranları; 1.8 cc Kan + 0.2 cc Sitrat.
Numune tüpü; Sodyum Sitrat’lı tüp tavsiye edilir.
Analiz süresi; Numune aynı gün içinde analiz edilip raporlanır.
Analiz çalışma metodu; Spektrofotometrik
Referans aralıkları; Kedi-Köpek 0,0 – 0.3 mg/dL
Kedi ve Köpekte ? 0.25?g/ml (? 250ng/ml)
Saklama Koşulları: Buzdolabında (2-8 ?C): bir gün
Dondurulduğunda (-20 ?C): 3 Ay