Leukoz - Antikor/ELISA

Leukoz - Antikor/ELISA


Sığır Löykozu (Enzootik Bovine Leukosis- EBL), Bovine leukemia virusun (BLV) oluşturduğu dünyanın çeşitli bölgelerinde görülen genellikle iki yaşından büyük sığırlarda görülen sistemik ve kronik viral bir enfeksiyondur. Lenf düğümlerinde tümör oluşumları, kan tablosundaki değişiklikler ve lenfosit artışı ile karakterize olup; sığırlarda kondisyon ve ağırlık kaybı ile süt verimi ve fertilitede de azalmaya sebep olarak ekonomik kayıplara neden olabilmektedir. BVL, sığırların özellikle B lenfositlerine yerleşerek presiste olarak kalabilmektedir. Ömer boyu sığırda persiste kalabildiği için hasta birey de yaşamı boyunca virüsü saçmaya devam etmektedir. Genellikle lenfositlerde değişiklik oluşturmaksınız ve semptom göstermeksizin seyredebilmektedir.

Etkenin bulaşmasında en önemli yol iatrojenik bulaşmadır. Kan alma ve kulak numaralama gibi çeşitli amaçlarla yapılan uygulamalar esnasında bulaşma söz konusu olabilmektedir. Bununla birlikte süt ile yavrulara aktarımın da olduğu bildirilmiştir. Artropodlar (bazı kene, sinek ve sivrisinekler) aracılığıyla bulaşma da göz önünde bulundurulmalıdır. İntradermal tüberküloz uygulamalarının da bulaşmada rol aldığı bildirilmiştir. Semptom göstermeyen ve virüs taşıyan boğaların sperma yoluyla bulaşa sebep olduklarını belirlenmiştir.

Yapılan çalışmalar hastalığın süt sığırlarında, et sığırlarına oranla daha sık görüldüğü saptanmıştır. Prevalansı ise sürülerde % 60- 90’a ulaşabilmektedir.

Hastalığın iki klinik formu mevcuttur, enzootik ( 3 yaş ve üstü Ergin sığırlar) ve sporadik (deri, 2 yaşına kadar olan genç sığırlarda). Hastalık iki dönemde seyreder, prelöykoz ve klinik löykoz.

Enfekte hayvanların %60’ından fazlasında persiste lenfositozis gözlemlenmektedir. Etkenin izolasyonu zordur, bu nedenle enfeksiyon ve var olan hastalığın kontrolü amacıyla Serolojik ve moleküler analiz yöntemlerinden faydalanılmalıdır.

AGID, ELISA, PCR önerilen analiz yöntemleridir. (Proviral DNA)

Bununla birlikte nekropside hasta hayvanların lenf yumruları, böbrek, akciğer, beyin, abomasum, bağırsak, karaciğer, dalak ve uterusta tümörlerin varlığın görülmektedir. Genellikle deri, iskelet kasları ve vertebral kanalda neoplastik oluşumlar gözlemlenmemektedir. Çeşitli bölgelerdeki lenf düğümlerinin büyüdüğü de görülmektedir, bunlar özellikle baş, göğüs, boyun, mezenterial ve Pelvik lenf düğümlerdir.